NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
سَعِيدُ بْنُ
مَنْصُورٍ
حَدَّثَنَا
أَبُو
مُعَاوِيَةَ
عَنْ ابْنِ
إِسْحَقَ
بِهَذَا
الْحَدِيثِ
قَالَ حَتَّى
يَسْتَبْرِئَهَا
بِحَيْضَةٍ
زَادَ فِيهِ
بِحَيْضَةٍ
وَهُوَ
وَهْمٌ مِنْ
أَبِي
مُعَاوِيَةَ
وَهُوَ
صَحِيحٌ فِي
حَدِيثِ
أَبِي سَعِيدٍ
زَادَ وَمَنْ كَانَ
يُؤْمِنُ
بِاللَّهِ
وَالْيَوْمِ
الْآخِرِ
فَلَا
يَرْكَبْ
دَابَّةً
مِنْ فَيْءِ
الْمُسْلِمِينَ
حَتَّى إِذَا
أَعْجَفَهَا
رَدَّهَا
فِيهِ وَمَنْ
كَانَ
يُؤْمِنُ بِاللَّهِ
وَالْيَوْمِ
الْآخِرِ
فَلَا يَلْبَسْ
ثَوْبًا مِنْ
فَيْءِ
الْمُسْلِمِينَ
حَتَّى إِذَا
أَخْلَقَهُ
رَدَّهُ
فِيهِ قَالَ
أَبُو دَاوُد الْحَيْضَةُ
لَيْسَتْ
بِمَحْفُوظَةٍ
وَهُوَ
وَهْمٌ مِنْ
أَبِي
مُعَاوِيَةَ
Şu (Önceki 2158.) hadis
İbn îshâk'tan da (rivayet olunmuştur) Ancak (Ebû Muâviye) bu hadis(te geçen;
"İman eden hiçbir kimsenin,
esir edilen bir kadına temizlenmesini beklemeden yaklaşması helal
değildir" cümlesine) "bir hayızla" (sözünü) ilâve etti (ve bu
cümleyi; "iman eden hiçbir kimsenin esir edilen bir kadına).bir hayızla
temizlenmesini beklemeden (yaklaşması helal değildir." şeklinde) rivayet
etti.
(Ancak) bu (ilâve) Ebû
Muâviye'nin hatası(ndan başka bir şey değil)dir. (2157 numaralı) Ebû Said
hadîsinde (geçen bu "bir hayızla" sözü ise) sahih (olarak rivayet
edilmiş)tir. (daha sonra Ebu Muâviye bu hadise şu cümleleri de) ilâve etti.
"Allah'a ve âhiret gününe inanan kimse müslünıanların ganimet(ler)inden
olan bîr hayvana zayıflatıncaya kadar binip de (zayıflatınca) geri
vermesin."
"Allah'a ve âhiret
gününe iman eden bir kimse müslümanların ganimetinden bir elbiseyi eskitinceye
kadar giyip de (onu eskitince) geri vermesin.
İzah:
Tirmizi, nikâh; Ahmed
b. Hanbel, IV, 108.
Ebû Dâvûd dedi ki:
"bir hayız" (sözünün bulunduğu rivayet bu sözün bulunmadığı rivayet)
tercih edilecek nitelikte değildir. Bu (kelimenin hadiste varmış gibi rivayet
edilmiş olması) Ebu Muâviyeden (gelen) bir hatadır.
Her nekadar bu hadis-i
şerifte bir kimsenin, ganimet mal-larından olan bir hayvana onu yoruncaya kadar
binmesinin haram olduğu ve dolayısıyla onu yormayacak kadar binmesinin helal
olduğu manası çıkıyorsa da, hadisten kasdedüen mana bu değildir. Aynı şekilde
hadiste geçen "bir kimsenin ganimet mallarından bir elbiseyi eski-tinceye
kadar giyipde eskittikten sonra geri vermesinin caiz olmayacağını ifâde eden
son cümlenin de zahiri mânâsının kasdedildiği söylenemez. Çünkü ganimetler
dağıtılmadan önce bütün müslümanların ortak malıdır. Halbuki bir kimsenin
başkasının malında tasarruf hakkı yoktur. Buna göre hadisten kasdedilen mana
şudur: "Hiç bir kimse dağıtılmadan önce ganimet mallarını alıp
kullanamaz." Bu hüküm Mecelle'de ifâdesini şöyle bulmuştur: "Bir
kimsenin mülkünde onun izni olmaksızın başka bir kimsenin tasarruf etmesi caiz
değildir."[bk. Mecelle, Madde]